Her çocuk erken yaşlardan itibaren oyun ve oyuncakla iç
içe büyümelidir. Oyun bazı yetişkinlerin zannettiği gibi çocukların boş
zamanlarında başvurdukları bir oyalanma yöntemi değil başlı başına bir uğraş,
birçok açıdan oldukça öğretici ve kıymetli bir alan olarak görülmelidir. Her
çocuğa çocukluk yılları boyunca yaşına ve ilgi alanlarına uygun oyuncaklar ve
oyun ortamı sunulması oldukça önemlidir.
Oyun ve oyuncaklar sayesinde çocuklar kendi bedenlerini
ve çevrelerini tanıma imkanı bulurlar, bilişsel işlevleri, sosyal ve psiko-motor
becerileri gelişir, duygusal ve dil gelişimleri hızlanır. Çocuklar oyun
oynarken küçük çaplı sorunlarla uğraşır, problem çözmeyi deneyimler ve
yaratıcılıklarını geliştirme imkanı bulurlar. Böylece oyun çocuklara
yetişkinlik dünyasının provasını yapabilecekleri ve deneyimleyerek
öğrenebilecekleri güvenli ve rahat bir ortam sunmuş olur.
Okul öncesi dönemde oynanan sade oyuncaklar ve oyunlar
zamanla yerlerini daha karmaşık olanlara bırakır; 6 yaş sonrası dönemde
çocuklar yavaş yavaş basit ve kısa oyunlardan daha çok kişiyle oynanan, daha
uzun süren, detaylı ve organize oyunlara geçerler.
6-9 yaş arası dönem
6-9 yaş arası dönemde çocukların ilkokul hayatı başlar;
yepyeni sorumluluklar, kurallar ve farklı bir arkadaş çevresi ile tanıştıkları
bir döneme girerler. Bu yeni sürece adapte olmak için zamana ihtiyaçları
olabilir. Bu dönemde bir yandan derslerini, ödevlerini ve yeni sorumluluklarını
yerine getirirken bir yandan da çocukluklarını yaşamaya ve oyuna vakit
ayırabildiklerinden emin olunmalıdır.
Bu yeni dönemde daha önce de olduğu gibi bir yandan çocukların
kendilerini ifade etmelerine olanak veren bir yandan da yaratıcılıklarını
destekleyen uğraşlar sağlıklı gelişimleri açısından son derece önemlidir.
Kağıtlar, boyalar, kum, hamur gibi sanat malzemeleri kullanarak kendi deneyimlerini
oluşturabilecekleri ve iç dünyalarını yansıtabilecekleri yöntemler sayesinde
hayal güçlerini kullanarak kendi eserlerini yaratır ve keyifli vakit
geçirirler.
Bu dönemde çocukların yaratıcılıklarını harekete
geçirmek için her zaman önlerine çeşit çeşit boyalar ve kağıtlar dizmek
gerekmez. Eskimiş ve atmak üzere olduğunuz eşyalar çocuklar tarafından hayal
bile edemeyeceğiniz yepyeni ürünlere dönüştürülebilir. Annesinin eskidiği için
ayırdığı bir şal çocuklar için keserek şekil verebilecekleri yepyeni bir bebek
kıyafeti, atılmak üzere olan bir ayakkabı kutusu oyuncak bir ev demek olabilir.
Resimli renkli hikaye kitapları okumak; doktorculuk,
evcilik gibi yetişkin hayatının provasını yapabilecekleri oyunlar oynamak ve el
becerilerini geliştirebilecekleri yapı&montaj gerektiren oyuncaklarla
uğraşmak bu dönemde çocukların ilgisini çeker.
Aynı zamanda artık toplu halde oynanan oyunlar tek
oynanan oyunlara tercih edilmeye başlanır. Çocuklar arkadaş gruplarıyla oynanan
seksek, kovalamaca, saklambaç gibi oyunlardan ve kurallarını kendilerinin
yarattıkları topluca oynanan oyunlardan büyük keyif alırlar.
Topluca oynanan oyunlar yetişkinlerin çocukları kendi
sosyal çevreleri içinde gözlemlemeleri için de eşsiz bir fırsattır. Kendilerini
ifade etme şekilleri, oynamayı tercih ettikleri oyunlar, oyunlarda
üstlendikleri/kaçındıkları roller onların iç dünyalarıyla ilgili çok önemli
bilgiler verir. Bazen keyfi yerinde olmadığını düşündüğünüz çocuğunuza bunun
sebebini sorduğunuzda bir türlü alamadığınız cevabı onu arkaaşlarıyla vakit
geçirirken gözlemlediğinizde kendiliğinizden keşfedebilirsiniz.
9-12 yaş arası dönem
9-12 yaş arası olan dönemde tercih edilen oyunlar
eskiye oranla daha karmaşık ve detaylıdırlar. Bu dönemde çocuklar kendilerine
fırsat verildiği takdirde evde ailece oynanan karmaşık ve kurallı masa üstü
oyunlarına katılım gösterebilmeye, video ve bilgisayar oyunlarına ilgi duymaya,
karmaşık yapbozlar ve üç boyutlu maketlerle uğraşmaya ve bunlardan keyif almaya
başlarlar.
Bu dönemde seçilen oyunlar çocukların sağlıklı
gelişimini destekleyebileceği gibi sekteye de uğratabilir. Satranç gibi
çocukların bilişsel gelişimini destekleyen ve sorun çözme becerilerini
geliştiren oyunlar seçilmeli ve çocuklar bu yönde desteklenmelidirler. Öte
yandan şiddet veya korku öğeleri içeren video ve bilgisayar oyunlarına
özellikle dikkat etmek gerekir. Bilgisayar veya oyun konsollarının başında
denetimsiz ve uzun vakitler geçirmeleri çocukların sağlıklı gelişimlerine, okul
ve sosyal hayatlarına olumsuz etki edebileceği gibi çeşitli davranış
bozukluklarına da yol açabilir. Dolayısıyla oynadıkları oyunların ve bilgisayar
başında geçirdikleri vakitlerin bir yetişkin denetiminde olması ve seçilen
oyunların çocuklara zararı değil yararı olacak şekilde seçilmesi oldukça
önemlidir.
12 yaş ve sonrası
12 yaş sonrası ise soyut düşünme ve akıl yürütmeye
yönelik oyunlar, bağımsız yaşam becerilerini destekleyen sportif aktiviteler, keşfe
yönelik oyun ve oyuncaklar çocukların ilgisini çekmeye başlar. Kimya setleri,
elektronik oyun setleri veya gelişimlerine destek olacak bilgisayar oyunları
soyut düşünme ve akıl yürütme konusunda çocukları geliştirecektir. Kamp yapmak,
bisiklete binmek, doğada keşif yürüyüşlerine çıkmak, izcilik gruplarına
katılmak bu dönemde çocukların bağımsız yaşam becerini geliştirmelerine
yardımcı olacaktır. Bu noktada çocukların keşfetme isteklerine darbe vurmamak
için onlara karşı aşırı koruyucu ve engelleyici bir tutum sergilenmemelidir.
Anne-babaların “Bisiklete bineceksen gözümün önünden ayrılma”, “Sen o kampta
çok zorlanırsın, bence hiç gitme” şeklindeki olumsuz mesajlar içeren yorumları
çocukların kendilerine güvenlerini zedeleyecek ve keşif duygularına gem
vuracaktır.
Anne-babalar çocuklarını çeşitli spor dallarına ve
hobilere yönlendirirken kendi hayalleri doğrultusunda değil çocuklarının beceri
ve ilgilerini göz önünde bulundurarak tercih yapmalıdırlar. Dolayısıyla çocukların
belirli spor dalları veya hobilere zorlanmaması çok önemlidir.
Çocukların bu dönemde oynadıkları oyunlar, yaptıkları
sportif aktiviteler ve keşifler sırasında zaman zaman da olsa onlara eşlik
etmeniz hem desteğinizi arkasında hissetmesini sağlayacaktır hem de
çocuklarınızla keyifli vakit geçirebileceğiniz fırsatlar yaratacaktır.
Yaşına uygun olmayan
oyuncaklarla oynamak
Hangi yaşta olursa olsun çocuğunuzun ilgi ve
becerilerini farkında olmak ve oyuncak seçimi sırasında yaşı ve kişisel
özelliklerini göz önünde bulundurmak çok önemlidir. Seviyesinin çok altında
oyuncaklar alınan çocukta bıkkınlık ve oyuna karşı isteksizlik oluşabileceği
gibi kendi seviye ve becerilerinin çok üstünde oyuncaklarla oynamaya itilen
çocukta yetersizlik duygusu ve kaygı oluşabilir.
“Ne kadar fazla o kadar
iyi” mi?
Ne kadar fazla oyuncak alınırsa çocuk için o kadar iyi
olacaktır diye düşünmek hatalı olur. Çocuklara ihtiyaçlarından fazla oyuncak
almak onlarda doyumsuzluk yaratacak, her alınan kısa sürede önemini yitirecek
ve çocuk fazla talepkar bir şekilde alınandan keyif alamayarak sürekli
yenilerini istemeye başlayacaktır. Dolayısıyla çocuğa ihtiyacı olduğu kadar
oyuncak almak ve çocuğun ısrarlarına karşı net ve kararlı davranmak önemlidir. Sırf
“hayır” diyemediğiniz için fazladan alacağınız oyuncakların çocuğunuza yarardan
çok zararı olabilir.
Her çocuk eşsizdir,
gelişim hızları farklılık gösterebilir
Yaş aralıklarına uygun oyun ve oyuncaklardan
bahsederken gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir nokta var. Her çocuk
eşsizdir ve yapılan genellemelerin bazı durumları açıklamakta yetersiz kalması
son derece normaldir. Çocuğunuz bazı alanlarda ortalamaya göre daha yavaş veya
daha hızlı gelişim gösterebilir. Dolayısıyla kendi çocuklarını en iyi tanıyan
kişiler olarak onların gelişimini yakından takip etmek ve ilgi ve becerilerine
en uygun olan oyun ve oyuncağı seçmek konusunda ebeveynlere büyük iş düşüyor.
Hürriyet Yeni Anne dergisinin Haziran 2012 sayısında yayınlanmıştır.