Boşanma hiç kuşkusuz eşlerin
evliliklerini sonlandırmasından ibaret değildir. Her iki taraf için de eski ve
yerleşik düzenin, alışkanlıkların sonu aynı zamanda da yepyeni bir dönemin
habercisi ve başlangıcıdır. Çocuklu
ailelerde ise boşanma hiç kuşkusuz bundan çok daha fazlasıdır. Sorunlu veya
sorunsuz, her boşanma ebeveynlerin olduğu kadar çocuğun hayatındaki dengeleri de
değiştirecektir. Çocuğun ebeveynlerinin ayrılmasından/ boşanmasından ne kadar etkileneceği
ise çeşitli etkenlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Her boşanma problemli
olacak, ebeveynleri ayrılan her çocuk büyük zorluk yaşayacak demek oldukça
hatalı olur. Ebeveynlerinin boşanması her çocuğu farklı şekilde etkiler.
Çocuğun yaşı, kişilik yapısı, içinde bulunduğu çevre ve ebeveynlerin bu
süreçteki tutumları bu noktada belirleyici rol üstlenir. Elbette ki kavga
gürültü içinde büyümek çocukların sağlıklı gelişimini büyük oranda
zedeleyecektir ve bazı durumlarda boşanma bir aileye huzur ve dinginlik
getirecek yegane yol olabilir. Asıl sorunları doğuran boşanmanın kendisi değil
anne babanın bu durumu nasıl ele aldığı ve çocuğun bu süreçte neler yaşadığıdır.
Boşanma sürecinde olan
ebeveynlerin bu dönemin kendileri için olduğu kadar çocukları için de zor ve
sancılı bir dönem olacağının bilincinde olmaları gerekir. Boşanma kararı
verilmesiyle başlayan süreçte bu kararın çocuğa açıklanması, uygulamaya
geçirilmesi ve sonrasında dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır:
· Ayrılık
veya boşanma fikri akıllardan ilk geçtiğinde değil karar kesinleşince çocuğa
açıklanmalıdır. Kesinleşmeden yapılan açıklamalar çocuğa birçok açıdan zarar
verecektir. Açıklanmasına rağmen çeşitli sebeplerden uygulanmayan kararlar çocuğun
aklını karıştırabilir, ebeveynlere olan güvenini sarsabilir veya çocukta her an
olumsuz bir şeyle karşılaşacakmış gibi bir his ve kaygı yaratabilir.
·
Ayrılık/boşanma
kararı çocuğa ne çok erken ne de son anda açıklanmalıdır. Ayrılık kararını
çocukla çok erken paylaşmak çocukta kaygı dolu uzun bir bekleyişe yol
açabileceği gibi evlerin ayrılmasından hemen önce konuşmak onun kendisini bu
yeni döneme hazırlaması için gerekli zamanı vermemek anlamına gelir. Oysa ki
çocuğun bu fikre ve yeni düzene alışmak için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
· Çocuğun
aklının karışmasını önlemek için bu dönemin neyin bitişi olduğu konusunda net
bir açıklama yapılmalıdır. Ayrılık/boşanma kararları açıklanırken bunun karı-kocalık rollerinin bitişi olduğu uygun bir dille anlatılmalı ve anne-babalık
rollerinin bir ömür devam edeceğinin altı çizilmelidir.
· Çocuğu
bu yeni düzende nelerin beklediği anne-baba tarafından anlayabileceği bir dille
açıklanmalı, sorduğu tüm sorular yanıtlanmalı ve hayatında değişecekleri iyice
anladığından emin olunmalıdır.
· Anne-baba
çocuğun kafasını karıştıracak detaylara yer vermemeye dikkat ederek aynı
hikayeye sadık kalmalıdır. Anne ve babasından boşanma ile ilgili farklı
hikayeler dinlemesi çocuğun bu durumu kabullenmesini ve anlamlandırmasını
zorlaştıracaktır.
· Çocuklar kendilerini merkeze koyma eğilimindedirler. Dolayısıyla anne-babası ayrılan bir çocuk kendini suçlama ve sorumluluğu üstlenme eğilimi gösterebilir. Ebeveynler başta olmak üzere çevredeki yetişkinler bu hissi besleyecek tavırlardan ve yorumlardan özellikle kaçınmalıdırlar. Ayrılık kararı çocukla paylaşılırken bunun onun suçu olmadığı açıkça anlatılmalı ve aklındaki soru işaretleri sabırla temizlenmelidir.
· Boşanma sonrasında da netlik ve düzen sağlanmalı, çocuk hangi gün hangi evde hangi ebeveynle olacağını net bir şekilde bilmelidir.Çocuk bu noktada seçim yapmaya zorlanmamalı, plan ve sınırlar anne-baba tarafından çizilmeli ve çocuğa uygun bir dille anlatılmalıdır.
· Ayrılık sonrası görüşmeler sırasında çocuk, anne ve baba birlikte oldukça bu durum çocuk için kafa karıştırıcı olabilir ve çocuğun yeni düzene alışmasını zorlaştırabilir. Evden ayrılan ebeveynin planlanan gün ve saatte gelip çocuğu alması ve mecbur kalmadıkça plandan sapmaması yeni düzene alışmayı kolaylaştıracaktır.
· Çocuğun sağlıklı gelişimini sekteye uğratmamak için bu yeni dönemde de her iki ebeveynin desteğini ve sevgisini hissetmesi gerekir. Böylece bu yeni dönemi anlamlandırması ve kabullenmesi kolaylaşacaktır.
· Ayrılık sonrası çocuğun yanında verilen tepkilere oldukça dikkat etmek gerekir. Çocuk karşılaştığı bu yeni durumu anlamlandırmaya çalışırken anne-babası başta olmak üzere çevresindeki yetişkinlerin tepkilerini ve ruh halini dikkatle gözlemleyecektir. Karşısında her gün ağlayan bir ebeveyn gören çocuk bu dönemi çok daha sancılı yaşayacaktır.
· Ebeveynler arasında çekişme yaşanan durumlarda bunun çocuğa da yansıtılması çocuğun duygusal gelişimine büyük darbe vuracak ve ayrılığın sebep olduğu olumsuz duyguları perçinleyecektir. Ebeveynlerin çocuğun yanında birbirlerini kötülemesi ona anne ve babasının iki ayrı taraf olduğunu hissettirecektir. Yaşanan çekişmenin ortasında kalan çocuk kendisini bir taraf seçmek zorunda hissedebilir ve maruz kaldığı çekişme ve ‘savaş’ çocuğun ruh sağlığında telafisi zor yaralar açabilir.
· Ayrılık kararı alan bazı anne-babalar çocuğun hayatını zorlaştırdıklarını düşünerek ona karşı suçluluk duyabilir veya çocuğun bu kararı verdikleri için onlara öfkelenmesinden korkabilirler. Bu gibi durumlarda bazı ebeveynler çocuklarına karşı nasıl davranacaklarını bilemeyerek ayrılık sürecinin sancısını hafifletmek ya da kararın olumsuz sonuçlarını telafi etmek için çocuklarını şımartma yolunu seçebilirler. “Çocuk nasılsa zor bir dönemden geçiyor birkaç fazladan hediyenin zararı olmaz” fikri başta zararsız gözükse de zamanla çocuğun her istediğini aldığı gizli bir anlaşmaya dönüşebilir. Bu tür gizli anlaşmalar zaman içinde çocukların sağlıklı gelişimine zarar verecektir. Korku ve suçluluk duygularıyla hareket ederek çocukları şımartmak yerine bu zor süreçte onlara destek vermek ve bu dönemi birlikte atlatmaya çalışmak uzun vadede daha yararlı olacaktır.
Hürriyet Yeni Anne dergisinin Mayıs 2012 sayısında yayınlanmıştır.
Gerçekten çok zor anlar, bu durumu umarım Allah kimseye yaşatmaz
YanıtlaSil