KARNE DÖNEMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER


Okulların kapanmasıyla birlikte yetişkinlerin aklını meşgul eden ve evdeki sohbetlere konu olan başlıklardan bir tanesi de çocukların karneleridir. Bazı ailelerde karne dönemi tatilin başlangıcının habercisidir yanlızca. Bazı evlerde ise karne döneminin yaklaşmasıyla birlikte kaygı dolu ve fırtınalı bir süreç başlar evde. Bu farklılığın sebebi sadece karnedeki notlar mıdır? Peki karne sadece dönem boyu alınan notları gösteren bir belge midir? Çocukların karnelerine nasıl yaklaşmak yararlı, ne gibi tepkiler vermek zararlı olacaktır?
Karne amaç olmamalıdır

Karne çocukların okul hayatının ve derslerdeki durumunun takibi amacıyla okul tarafından hazırlanan bir belgedir. Çocuklar düzenli olarak karne aldıklarında ebeveynlerinin onların okul hayatını ve notlarını takip etmesi, zamanla ilerleme kaydettikleri ve kendilerini geliştirmeleri gereken alanları farketmeleri kolaylaşır. Bu anlamda karne bir övünç veya utanç kaynağı olarak değil, çocuğun gelişimini takip etmek ve hangi alanlarda desteğe ihtiyacı olduğunu anlamak için kullanılabilecek bir araç olarak görülmelidir. Karneye olması gerekenden fazla anlam yüklenmemeli; ulaşılması gereken bir amaç değil başarıya götürecek bir araç şeklinde yorumlanmalıdır. Ailelerin karneyi ulaşılacak bir hedef olarak görme hatasına düşmesi çocukları birçok sebepten olumsuz yönde etkilemekte ve çocuğun psikolojisi üzerinde uzun vadeli olumsuz etkilere yol açabilmektedir. 
Bazı ebeveynler çocuklarının eve getirdikleri kötü notlar/yorumlar içeren karneleri büyük bir üzüntü kaynağı olarak görmektedirler. Bu bakış açısı sonucu kötü notlarla dolu karnelerle karşılaştıklarında kızgınlık, utanç veya şaşkınlık yaşayabilir, nasıl davranacaklarını bilemeyerek hem kendilerini hem de çocuklarını kaygılandıracak tepkiler verebilirler. Tüm bunlar karneyi olması gerekenden farklı bir yere koymak ve onun aslında sadece bir araç olduğunu unutmaktan kaynaklanır.
Asıl sorun kötü not değil bakış açısıdır
Hem çocukta hem ebeveynde kaygıyı yaratan notların değil, karnenin onlar için ifade ettikleridir. Velinin karne konusundaki tutumu ve tepkisi çocuğun karneye nasıl bir anlam yükleyeceği konusunda belirleyici rol oynar. Örneğin aile bireylerinin her kötü karnede suçladığı, utandırdığı veya aşağıladığı çocuk karneyi kendi değerinin ve yeterliliğinin göstergesi olarak görmeye başlayacaktır. Bir diğer örnekte ise her karne sonucu iyi notları için takdir edilen, kötü notları ile ilgili de herhangi bir baskı/aşağılamaya maruz kalmayan bir çocuk karneye daha gerçekçi bir anlam yükleyecektir. Ailenin tepkileri bu noktada belirleyici ve önemli bir etkendir. Dolayısıyla denebilir ki iyi bir karne getiremeyen çocuğu yorum ve tavırlarınızla motive etmek veya aksine kaygılandırıp kendisi ile ilgili olumsuz fikirler edinmesine yol açmak mümkün.
Yanlış tepkilerin yarattığı kaygı
Alınan kötü karne sonucu çocuğu suçlamak, cezalandırmak veya ona hayalkırıklığına uğradığınızı anlatmak bazı yetişkinlere iyi bir yöntem gibi gözüküyor olabilir. Oysa ki çocuğu üzmek veya sıkmak o anlık motive ediyor gibi görünse de uzun vadede asla çözüm yolu olmayacaktır. Aksine, suçlanan çocuk notlar ve sınavlar ile ilgili büyük bir kaygı yaşamaya başlayacak ve bu kaygı zamanla ilerleme göstermesini engelleyecek, ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir.
Eve getirilen karnelere vereceğiniz yanlış tepkiler çocuğunuzun benlik algısını, kendine güvenini ve derslerle ilgili motivasyonunu düşürebilir. Eve karnesiyle gelen çocuğa notları iyi de olsa kötü de olsa desteğinizi ve sevginizi hissettirmeniz çok önemlidir. Böylece karneyi büyük bir utanç veya övünç kaynağı olarak değil derslerindeki durumunu takip etmek için hazırlanan bir araç olarak görecek ve bu konuyla ilgili gelecekte büyük bir kaygı yaşamayacaktır.
Çocuğunuzu arkadaşlarıyla kıyaslamak
Daha önce de söylendiği gibi karne çocuğun notlarının ve okuldaki durumunun düzenli olarak aileyle paylaşılmasını sağlar. Dolayısıyla her karneyi değerlendirirken önceki karneleri göz önünde bulundurmak yerinde olacaktır. Sınıftaki diğer öğrencilerin karnelerine göre yaptığınız değerlendirmeler ise yararlı olmayacak, aksine çocuğa yanlış mesajlar vermenize neden olacaktır. Çocuklar arasında bir çok gelişim alanında olabildiği gibi akademik hayatta da farklılıklar görülebilir. Çocuğunuzu sınıfındaki arkadaşlarıyla veya tanıdığınız diğer çocuklarla kıyaslayarak eleştirmek onun kendine güvenini zedeleyebileceği gibi çocuğunuzun size öfke duymasına sebep olabilir. Çocuğunuzun şimdiki karnesini diğer öğrencilerin karneleriyle değil kendi önceki karneleriyle kıyaslamak daha yerinde ve doğru bir yöntem olacaktır. Böylece hem gelişimini takip etmiş hem de elinden gelenin en iyisini yapması gerektiği ve sadece kendisiyle yarıştığı mesajını vermiş olursunuz. Etrafındakileri sürekli kontrol edip en iyi olmaya çalışmak çocukların bir çoğuna hayat boyu kaygı ve sıkıntı verecek, onları çok zorlayabilecek bir hedeftir. Ne de olsa kimse her zaman her konuda en iyi olamaz. Bunun yerine kendi kapasitesini ve yeteneklerini farkında olan ve elinden gelenin en iyisini yapmayı hedefleyen çocuklar gelecekte de daha başarılı ve kendilerine güvenen bireyler olurlar.
Çıtayı nereye koymalı?
Ebeveynler olarak çocuğunuzla ilgili bir takım beklentileriniz ve hayalleriniz olması elbetteki son derece normaldir. Önemli olan gerçekçi beklentiler içinde olmak ve çıtayı ulaşılamayacak seviyelere yerleştirmemektir. Gerçekçi olmayan fazla yüksek beklentileriniz çocuğunuza tahmin etmediğiniz kadar baskı yapıyor ve onun şiddetli bir kaygı yaşamasına sebep oluyor olabilir. Örneğin çocuğunun sporcu olmasını hayal eden bir ebeveyn karnede onun beden eğitimi dersindeki ilgisizliğiyle ilgili yorumlar okuduktan sonra çok büyük bir hayal kırıklığı yaşayabilir. Oysa ki unutmamalıyız ki sizin sporcu olmasını hayal ettiğiniz oğlunuz çok parlak bir dansçı ya da doktor olmasını istiediğiniz kızınız çok başarılı bir ressam olabilir. Çocuklarınızın geleceği ile ilgili sahip olduğunuz hayaller ve yaptığınız planlar onlara baskı yapmanıza sebep olabilmekte ve karnelerine yapacağımız yorumları da şekillendirmektedir. Çocuğunuzun karnesini değerlendirirken ona sormadan onun için yaptığınız planların etkisinden sıyrılmaya çalışmak daha doğru bir değerlendirme yapmanızı sağlayacaktır.   
Karneyi birlikte değerlendirin
Çocuğunuz karnesi ile eve geldiğinde hızla göz atmak ve hemen tepki vermek yerine onunla karne üzerinde konuşmak için uygun bir zaman belirleyin. Kötü notlar için onu cezalandırmaktansa düşük notları ve/veya öğretmenlerinin olumsuz yorumları hakkındaki fikirlerini sorun. Önce onu dinledikten sonra dersler ve notlar üzerine birlikte konuşun ve fikirlerinizi uygun bir dille onunla paylaşın. İyi olan dersleri için takdir etmeyi atlamadan önümüzdeki dönem eksiklerini nasıl tamamlamayı düşündüğünü sorun. Gerektiğini düşünürseniz bu konuda beraberce bir plan hazırlayabilirsiniz. Örneğin matematik dersinden alınan kötü notlar durumunda her haftasonu birlikte o hafta okulda işlenenlerin üzerinden gitmeye beraberce karar verebilir veya ingilizce notunun düşük olması durumunda bilgisayarda keyifle oynayabileceği bir yandan da ingilizcesini geliştirebileceği bir oyun araştırabilirsiniz.
Karne hakkındaki yorumlara dikkat!
Karnede aldığı notları çocuğunuzun kişilik özelliklerine bağlamaktan özellikle kaçınmalısınız.  Alınan kötü bir notlar sonucu kişiliğiyle ilgili yaptığınız yorumların benlik algısı üzerinde kalıcı olumsuz etkileri olabilir. Karneyi çocuğun kişiliğinden bağımsız değerlendirmek ve bu konuda yapılan yorumlara dikkat etmek onun da öyle görmesini ve düzeltmek için çaba göstermesini sağlayacaktır. “Sen tembel bir çocuksun” yerine “Bu sınava/derse yeterince çalışmadığını düşünüyorum” şeklinde bir yorumda bulunmak kendisine güveninin zedelememekte, çalıştığı takdirde başarılı olabileceği mesajını barındırmaktadır.  Böylece ilerde de başarılı olamadığı durumlarda kendi yeterliliğinden şüphe etmeyerek çabalamaktan vazgeçmeyecek ve çalışmanın önemine inanacaktır.  
Başarısızlığı geçiştirmek
Eve gelen kötü bir karneyi yanlış yorumlar yaparım, fazla tepki gösteririm korkusuyla üzerinde hiç durmadan geçiştirmek yerine bilinçli bir şekilde değerlendirmek ve bunu çocukla da uygun bir dille paylaşmak daha yararlı olacaktır. Olup biteni yok saydığınız takdirde çocuğunuzun desteğe ihtiyacı olduğu bir alanı gözden kaçırıyor olabilirsiniz. Bunun yerine geliştirmesi gereken alanları farketmesini sağlamak ve bu konuda ona yardımcı olmak gerekir. Okulun karne vasıtasıyla aileyle paylaştıklarına önem verilerek başarısızlığın sebepleri düşünülmeli ve beraberce çözüm önerileri bulunmalıdır. Siz karnedeki kötü notlara bu şekilde yaklaştığınızda çocuğunuz da başarısızlığı büyük bir utanç kaynağı veya korkulacak bir şey olarak değil aşılacak bir engel olarak görmeye başlayacaktır.
Sonuç mu süreç mi?
Çalışan fakat düşük notlar alan bir çocuğun karnesi değerlendirilirken sonuca değil sürece ve çabaya yoğunlaşarak kötü notlara rağmen öncelikle çabası için takdir ve çalışmaya devam etmek konusunda motive edilmelidir. Çalışmasına ve çaba göstermesine rağmen başarılı olamayan çocuğun başarılı olmasını engelleyen başka faktörler olup olmadığı araştırılmalı ve bu noktada gerekiyorsa bir uzmandan destek alınmalıdır.
Okul başarısını ödüllendirme konusunda dikkat edilmesi gerekenler
Peki çocuğunuz iyi notlarla dolu bir karneyle eve geliyorsa ne yapılmalı? Başarılı bir karne elbette öncellikle sözlü olarak takdir edilmeli. Örneğin “Seni tebrik ederim, çok güzel notlar almışsın” şeklindeki bir kutlama aşırılıktan uzak ama takdir içeren bir yorum olacaktır. Çocuğu ödüllendirmek isteyen ailelerin ise dikkat etmesi gereken en önemli konu ödüllendirirken aşırıya kaçmamaktır. Maddi değeri yüksek olan büyük hediyeler almak çocuğu sadece ödül kazanmak için çalışmaya itecektir. Oysa ki çocuklar ödül için değil kendilerini geliştirmek için çalışmaları gerektiğinin bilincinde olmalıdırlar. Aşırı ödüllendirme ise çocukların kafalarının karışmasına sebep olacaktır.
Karne hediyesinde aşırıya kaçmamak için maddi değeri olan hediyeler vermek yerine alternatif ödüllendirme fikirleri düşünebilirsiniz. Örneğin güzel ve övgü dolu  sözler söylemek,  çok sevdiği bir yemeği onun için veya birlikte pişirmek, eğleneceği bir aktiviteye katılmasını sağlamak veya onunla birlikte geçireceğiniz güzel bir gün planlamak alternatif yöntemler olabilir.
Unutmamalıyız ki kendisine duyduğu güven ve başarabileceğine olan inancı çocukları başarıya götüren, kaygı ise başarıyı gölgeleyen ve okul yaşamına uyumu sekteye uğratabilen önemli etkenlerdir. Çocuklar karne aldığında o okul dönemi bittiyse de önümüzdeki dönemlerde daha başarılı karneler görmek veya var olan olumlu gidişatı sürdürmek konusunda ailelere çok iş düşmektedir.

Annebebek dergisinin Haziran 2012 sayısında yayınlanmıştır.